İnsan Olmak ve Liderlik
İş hayatı… Sıkıcı toplantılar bitmek bilmeyen e-postalar yetişmesi gereken raporlar… Kolay değil biliyorum. Geçenlerde bir arkadaşım "Tükenmişlik sendromu mu yaşıyorum yoksa sadece ve sadece işimden mi nefret ediyorum?" diye sormuştu. Gülümsedim sadece ve sadece çünkü cevabın ne kadar içinden çıkılması müşkül olduğunu ikimiz de biliyorduk.
İşte tam da bu noktada liderlik devreye giriyor. Ama öyle süslü ünvanlardan plazalarda yankılanan boş emirlerden bahsetmiyorum. İnsan olmayı hatırlamaktan bahsediyorum. Karşımızdakini gerçekten görmekten dinlemekten anlamaya çalışmaktan. Kendi deneyimlerimden biliyorum ki en müessir liderler sadece ve sadece yol göstermekle kalmayan eşzamanlı olarak insanlara dokunabilenlerdir.
Empati Kalbin Dili
Bir keresinde ekibimden birinin performansında ani bir düşüş olduğunu fark ettim. Projeleri geciktiriyor toplantılarda sessiz kalıyordu. Açıkçası endişelenmiştim. Önce klasik "performans değerlendirme" tuzağına düşüyordum neredeyse. Ama sonra durdum. Derin bir nefes aldım ve kendimi onun yerine koymaya çalıştım. Ne yaşıyor olabilirdi? Hayatımdaki müşkül bir dönemde bir yöneticimin bana nasıl davrandığını hatırladım. Soğuk ve mesafeliydi. İşte o an anladım empati kurmam gerekiyordu.
Onunla samimi bir görüşme yapmaya karar verdim. Performansından bahsetmedim bile başta. Sadece ve sadece nasıl olduğunu sordum gerçekten dinledim. Meğer ailevi sorunlar yaşıyormuş. O gün ona bir alternatif sunmadım tavsiye vermedim. Sadece ve sadece dinledim ve anlamaya çalıştım. Ve biliyor musunuz bu sade insanî dokunuş her şeyi değiştirdi.
Cesaret ve Şeffaflık Güvenin Temelleri
Liderlik her zaman kolay kararlar vermek demek değildir. Bazen acı veren gerçeklerle yüzleşmek müşkül konuşmaları yapmak gerekir. Yıllar önce çalıştığım şirkette büyük bir hata yapmıştım. O vakitler çok genç ve tecrübesizdim. Hatamı saklamaya çalıştım başta ama içim içimi yiyordu. Sonunda cesaretimi toplayıp yöneticimle konuşmaya karar verdim. Hatanın sorumluluğunu üstlendim ve özür diledim. Beklediğim tepki sert bir azar olmuştu. Fakat o bana bambaşka bir ders verdi.
Sakin bir şekilde hatamın neden olduğu zararı anlattı. Ama eşzamanlı olarak hatalarımızdan öğrenmenin önemine de değindi. O gün anladım ki gerçek liderlik sadece ve sadece başarıları kutlamak değil eşzamanlı olarak başarısızlıkları da kucaklayabilmektir. Şeffaflık ve cesaret güvenin temelidir ve güven olmadan gerçek bir liderlik olmaz.
İlham Veren Bir Vizyon Ortak Bir Hikayenin Peşinden Gitmek
Hepimizin içinde bir gelecek vaat eden var. Liderliğin en mühim görevlerinden biri de bu potansiyeli ortaya çıkarmaktır. İnsanlara ilham veren bir vizyon sunmak onları ortak bir amaç etrafında bağlantı kurmak… İşte bu gerçek bir lideri sıradan bir yöneticiden ayıran şeydir.
Unutmayın liderlik bir pozisyon değil bir tavırdır. Her birimiz kendi hayatımızın ve etrafımızdakilerin hayatında birer lider olabiliriz. Yeter ki insan olmayı unutmayalım.