Kentsel Tasarımın Geleceği


Merhabalar

Kentsel Tasarımın Geleceği

Şehirler... İnsanlığın nabzının attığı karmaşanın ve düzenin iç içe geçtiği beton yığınlarının arasında hayatın filizlendiği yerler. Düşünsenize bir zamanlar sessiz bir vadi olan bir yer şimdi milyonların evi. İşte bu dönüşümü sağlayan en mühim unsurlardan biri de kentsel dizayn. Bugün bu dizayn anlayışının geleceğine bakacağız biraz da hayallerimizi kaygılarımızı beklentilerimizi harmanlayarak.


Teknoloji ile Gelen Yenilikler


Geleceği konuşurken teknolojiden bahsetmemek olmaz elbette. Akıllı şehirler uçan arabalar... Kulağa biraz fazla mı bilimkurgu geliyor? Belki. Ama dünün hayalperestleri bugünün gerçeklerini yaratmadılar mı? Artık binalar bizimle "konuşabiliyor" sensörlerle donatılmış sokak lambaları enerji tasarrufu sağlıyor. Geçenlerde okuduğum bir makalede trafik ışıklarının suni zeka ile yönetilerek trafik sıkışıklığını azalttığını okumuştum hayran kaldım. Düşünün artık trafikte sinir krizleri geçirmek tarih ihtimal dahilinde!


Sürdürülebilirlik ve Yeşil Mekanlar


Betonlaşan şehirlerimizde nefes almak yeşile hasret kalmak... Ne acı değil mi? İşte bu yüzden kentsel tasarımın geleceğinde sürdürülebilirlik ve yeşil alanlara daha çok önem verilmesi gerektiğine inanıyorum. Geçenlerde bir arkadaşımın evindeydim minik balkonunu adeta bir botanik bahçesine çevirmişti. O küçücük alanda bile doğayla iç içe olmak mümkünse şehirlerimizde neden olmasın? Dikey bahçeler yeşil çatılar parklar... Geleceğin şehirleri doğayla mütenasip olmalı gri betonların arasından yeşilin umut dolu tonları yükselmeli.


İnsan Odaklı Dizayn


Şehirler sadece ve sadece binalardan ibaret değildir. Asıl mühim olan o şehirlerde yaşayan insanlardır. Bu yüzden geleceğin kentsel tasarımında insan odaklı bir yaklaşım benimsenmesi şart. Yürüyüş ve bisiklet yollarının yaygınlaşması toplu taşımanın daha da geliştirilmesi insanların sosyalleşebileceği kamusal alanların oluşturulması... Bunlar olmazsa olmazlar arasında yer almalı. Geçenlerde gittiğim bir semt pazarında insanların sohbet ederek alışveriş yapması çocukların neşeyle koşuşturması o kadar hoşuma gitmişti ki. İşte tam da böyle insanı merkeze koyan sıcak ve samimi mekanlara ihtiyacımız var.


Toplumsal Eşitlik ve Katılımcılık


Kentsel dizayn dediğimizde aklımıza sadece ve sadece estetik kaygılar gelmemeli. Şehirler eşzamanlı olarak toplumsal eşitliği ve katılımcılığı da teşvik etmeli. Engelli kişilerin erişebilirliği değişik kültürlerin ve gelir gruplarının bir arada yaşayabileceği yapılar herkesin eşit fırsatlara sahip olabileceği mekanlar... Geleceğin şehirleri ayrımcı değil kucaklayıcı olmalı. Bir düşünün engelli bir birey de sokaklarda rahatça dolaşabilmeli çocuklar güvenle parklarda oynayabilmeli gençler kendilerini ifade edebilecekleri alanlar bulabilmeli.


```

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski