Mimaride çizim sadece bir bina tasarlamak değil bir hayali şekillendirmek bir ruhu kâğıda dökmektir. Tıpkı bir şairin kelimelerle bir dünya yarattığı misali mimar da çizgilerle bir mekân inşa eder. Her çizgi bir kararın bir duygunun bir düşüncenin ifadesidir. Bu yüzden mimaride çizim sadece teknik bir beceri değil aynı zamanda bir sanattır.
Çizimi elime aldığımda sanki bir büyülü değnek tutuyormuş misali hissederim. Beynimdeki ayrıntılı düşünceleri çizgilerle sade ve anlaşılır bir hale getiririm. Bir kavisli çizgi bir yapının akıcılığını keskin bir köşe ise gücünü ifade eder. Her çizgi bir sonraki çizgiyi doğurur ve böylece bir bütünlük oluşur. Tıpkı bir müzisyenin notaları bir araya getirerek bir melodi oluşturması misali.
Mimaride çizim bir diyalog gibidir. Çizimle dizayn arasında aralıksız bir etkileşim vardır. Bir çizgi çekerim sonra durup bakarım. Beğenmezsem siler yeniden başlarım. Bu süreçte tasarımım aralıksız olarak gelişir zenginleşir. Tıpkı bir heykeltraşın ham kil üzerinde çalışarak bir eser ortaya çıkarması misali.
Çizim yaparken sadece estetik kaygılarımla değil aynı zamanda işlevsellik ve strüktürel sağlamlık misali teknik konularla da ilgilenirim. Bir bina sadece güzel görünmemeli aynı zamanda kullanışlı ve güvenli de olmalıdır. Bu nedenle çizimlerimde hem sanatsal hem de teknik bir itidal kurmaya çalışırım. Tıpkı bir şefin lezzetli bir yemek hazırlarken hem malzemelerin kalitesine hem de sunumuna dikkat etmesi misali.
Mimaride çizim bir zaman yolculuğudur. Çizdiğim her proje beni değişik zamanlara değişik kültürlere götürür. Antik Yunan tapınaklarından çağdaş gökdelenlere kadar mimari tarihin tamamı zenginliğini çizimlerimde yaşarım. Tıpkı bir kitap okuyarak değişik dünyaları keşfetmek misali.
Mimaride çizim bir başlangıçtır. Bir çizim bir binanın doğumudur. O çizgi sayesinde bir hayal gerçeğe dönüşür. Bir şehir silueti değişir insanların yaşamları etkilenir. Bu yüzden mimaride çizim sadece bir çizim değildir aynı zamanda bir sorumluluktur. Tıpkı bir ebeveyni çocuğuna hayat verme sorumluluğu misali.
Çizim yaparken bazen kendimi yalnız hissederim. Sadece ben kağıt ve kalem. Ama aynı zamanda çok da yalnız değilimdir. Çünkü çizimlerim aracılığıyla geçmişteki mimarlarla gelecekteki kullanıcılarla etkileşim kurarım. Tıpkı bir ağacın halkalarında olduğu misali çizimlerimde de zamanın izleri vardır.
Mimaride çizim bir tutkudur. Bir kez başladığınızda bir daha bırakmak istemezsiniz. Çünkü çizim sadece bir bina tasarlamak değil aynı zamanda bir dünya yaratmaktır. Ve bir mimar olarak ben bu dünyayı yaratmaya devam edeceğim.