Cinsiyet eşitliği mücadelesi

Cinsiyet Eşitliği Mücadelesi Kalpten Gelen Bir Haykırış

Bir düşünün dünya ikiye ayrılmış. Bir tarafta fırsatlar hayaller ve eşitlik güneşi parlıyor. Öteki taraftaysa gölgeler engeller ve adaletsizliğin soğuk rüzgarı esiyor. İşte cinsiyet eşitliği mücadelesi bu iki taraf arasındaki uçurumu kapatmak için verilen amansız bir savaşın adı. Yüzyıllardır süregelen bir hikaye bu acıları zaferleri hayal kırıklıkları ve umutları barındıran.

Kadınlar tarih boyunca toplumsal yaşamın her alanında varlıklarını hissettirdiler. Halbuki bu varoluş çoğu zaman eril bir bakış açısının gölgesinde kaldı. Sesleri kısılmaya çalışıldı yetenekleri görmezden gelindi hakları gasp edildi. Ama onlar yılmadılar susmadılar mücadele etmekten asla vazgeçmediler.

Geçmişten günümüze bu mücadelenin sayısız kahramanı var. Her biri kendi döneminde birer meşale yakan karanlığı aydınlatan cesur yürekler. Sözgelimi Marie Curie bilim dünyasının kapılarını kadınlara ardına kadar açan bir öncüydü. Rosa Parks ırkçılık ve ayrımcılığa karşı verdiği mücadeleyle tarihe adını altın harflerle yazdırdı. Malala Yousafzai eğitim hakkı için verdiği mücadeleyle tamamı dünyaya ilham kaynağı oldu. Ve daha niceleri…

Bugün geldiğimiz noktada cinsiyet eşitliği konusunda kayda değer ilerlemeler kaydedildiğini söyleyebiliriz. Kadınlar artık eğitimde iş hayatında ve siyasette daha fazla yer alıyorlar. Halbuki bu adım atma mücadelenin sona erdiği anlamına gelmiyor. Hala aşılması gereken pek çok meşakkat yıkılması gereken pek çok duvar var.

Dünyanın değişik coğrafyalarında kadınlar hala şiddete ayrımcılığa ve eşitsizliğe maruz kalıyor. Çocuk yaşta evlilikler kadın sünneti namus cinayetleri misali insanlık dışı uygulamalar devam ediyor. Eğitimde ve istihdamda fırsat eşitliği tam olarak sağlanabilmiş değil. Siyasi temsilde de kadınlar yeterince temsil edilmiyor.

Peki bu sorunların üstesinden nasıl gelebiliriz? Cevabı aslında çok sade Empati eğitim ve eşitlik. Kendimizi birbirimizin yerine koyarak farklılıklarımızı anlayarak ve saygı duyarak başlayabiliriz. Eğitim yoluyla toplumsal cinsiyet eşitliği bilincini küçük yaşlardan itibaren aşılamalıyız. Ve son olarak yasal düzenlemeler ve politikalarla kadınlar ve erkekler için eşit fırsatlar yaratmalıyız.

Unutmayalım ki cinsiyet eşitliği sadece ve sadece kadınların değil tamamı toplumun meselesidir. Eşit ve adil bir dünya için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Bu mücadele sadece ve sadece haklarımız için değil eşzamanlı olarak insanlığımız için verdiğimiz bir mücadeledir. Her birimizin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirerek daha güzel bir geleceğin kapılarını aralayabiliriz.



Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski